www.tuncaytoydemir.tr.gg

Güzel URFAM

               URFADA NERELERİ GÖRMELİSİNİZ İZLEYİN

HALİLÜRRAHMAN GÖLÜ VE AYN ZELİHA GÖLÜ

(Aynzeliha Ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Urfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Urfa'nın en çok ziyaretçi çeken yerleridir.

İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol" emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. Hz. İbrahim bir gül bahçesinin içersine sağ olarak düşer. Hz. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadır.

BALIKLIGÖLÜN ÖZELLİKLERİ NELERDİR İZLEYİN

Şanlıurfa Müzesi

Şanlıurfa Müzesi'nde; Harran'daki kazı çalışmalarından elde edilen eserlerin yanı sıra, yöredeki diğer höyüklerde ve eski iskan yerlerindeki çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan kültür varlıkları kronolojik sıralama ile teşhir edilmektedir. Giriş katındaki ilk salon Asur, Babil ve Hitit çağlarına ait eserlere ayrılmıştır.

              HARRAN
         

 Harran tarihiyle ilgili en doğru bilgiler arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulara dayanmaktadır. Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan M.Ö. II. bin başlarına ait çivi yazılı tabletlerde "Har-ra-na" veya "Ha-ra-na" şeklinde rastlanılmaktadır. Kuzey Suriye'de bulunan Ebla tabletlerinde ise Harran'dan "Ha-ra-na" olarak bahsedilmektedir. M.Ö. II. binin ortalarına ait Hitit Tabletlerinde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasında yapılan bir anlaşmaya Harran'daki Ay Tanrısının (Sin) ve Güneş Tanrısının şahit tutulduğu belirtilmektedir.

ŞUAYB ŞEHRİ

 Şanlıurfa'dan 88 km uzaklıktaki Özkent köyü adıyla anılan tarihi harabelerdir. Geniş bir alana yayılan ören yerinin surlarla çevrili olduğu ve Roma devrinde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Halk arasında Şuayb Peygamberin bu kentte yaşadığına inanılır. Burada Peygamber Makamı olarak ziyaret edilen bir de mağara bulunmaktadır.

SOĞMATAR

 Şanlıurfa'ya 73 km uzaklıktaki kent bugün Yağmurlu köyü adıyla anılmaktadır. M.S.1 ve 2'nci yüzyıllarda Süryaniler tarafından iskan edilmiştir. Kökü Harran Sin Kültürüne dayanan Sabiizm ve Baş tanrı Marilaha'nın kültür merkezi olduğu bilinen Sogmatar ören yerinin Baş tanrıya ve gezegenlere ibadet edilen ve kurban kesilen açık hava mabedi en önemli kalıntılarından biridir. Mabedin duvarlarında Süryanice yazılar ve gezegenleri tasvir eden insan rölyefleri işlenmiştir. Ayrıca Kalenin batısında bulunan tepedeki kayalara da tanrıları tasvir eden rölyefler ve Süryanice yazılar işlenmiştir. 
 Nevali Çori adıyla tanınan antik yerleşme yeri, Şanlıurfa ili Hilvan ilçesine bağlı Kantara köyünün sınırları içerisinde Fırat nehrinin sağ tarafında ve onun bir kolu olan Katara Deresinin yanında yer almaktadır.
KAZANE
 

Şanlıurfa merkeze bağlı Kazane (Uğurcuk) yerleşim alanının tarihi MÖ 5000-3000'e dayanmaktadır. Çalışmalar sırasında mimari buluntular, evler, sokaklar ve bu döneme ait eserler bulunmuştur. Bu yerleşim alanında höyüğün tepesinde su deposu inşa edilmiştir. Ayrıca Sümerce'yi Akadça'ya çeviren bir alfabe bulunmuştur.

URFA KALESİ
 

 
 
 
Bugün kentin ortasında kalan Halil-ür Rahman ve Aynzeliha göllerinin güneyindeki tepe üzerindedir. Do­ğu, batı ve güney tarafı kayadan oyma derin savunma hendeği ile çevrili, kuzey tarafı ise sarp kayalıktır. Hz. İbrahim Nemrut tarafından bu tepeden ateşe atılmıştır.
Şehir surlarının 812-814 yıllarında yeniden inşa edilmesi sırasında kalenin de onarıldığı tahmin edil­mektedir. Güneydeki kayadan oyma hendeğin M.S. III. yüzyıla ait kaya mezarlarının üzeri­ne yapıldığı kesil­miş kaya mezarla­rından anlaşılmak­tadır. Kale üzerindeki iki sütundan doğu­da olanının kente bakan kuzey cephe­sindeki kitabede; "Ben Eftuha'yım, güneşin oğluyum, bu sütunlar ile üzerindeki heykeli Kral Mano nun kızı kraliçe Şalmet için yaptırdım.” yazıldır. Kral Mano M.S. 240-242 yıllarında hüküm sürmüştür.
Bir görüşe göre de mancınıkları sembolize etmek için yapılmış iki sütundur.
Kale üzerinde Bizans ve İslami devirlere ait çok sa­yıda yapı kalıntısı bulunmaktadır. Selçuklular, Eyyü­biler, Memlükler, Akkoyunlular ve Osmanlılar dönemlerinde çeşitli onarımlar geçiren kalenin kuzey, gü­ney ve doğu cephelerindeki duvarlarda çeşitli onarım kitabeleri bulunmaktadır.
 
 
 
 
Vali Fuat Bey Caddesi (Yeni Yol) üzerinde yer alan  ve halk arasında "Fırfırlı Kilise" olarak anılan bu yapının esas adı "Oniki Havari Kilisesi" olup, ki­tabesi bulunamadığından inşa tarihi bilinmemekte­dir.
Yapı apsise dikey üç nefli bazilikal planlıdır. Orta nef dört tromplu kubbe, yan nefler dörder çapraz tonozla örtülüdür. Yan neflere nazaran daha geniş tutulan orta nefin girişten itibaren üçüncü kubbesinin kasnağı 24 adet pencerelidir. Yapıdaki kubbe ve tonozlar ortada bazalt taşından yapılmış mukarnas başlıklı yuvarlak sütunlara, yanlarda du­vara bitişik olarak kesme taştan yapılmış yarım sü­tunlara otururlar. Yarım sütunlar dış cephelerde de birer dekorasyon unsuru olarak görülür.
Apsis, camiye çevrilme işlemi sırasında dolduru­larak pencereye dönüştürülmüştür. Apsisi ve iki yanında yer alan pastoforion hücreleri dışarıdan çıkıntı halindedir. Batı cephedeki giriş kapısı, içeri­den yarım kubbeli, dış cepheden sivri kemerli olup, pembe mermer taşından yapılmıştır. Kapının üze­rinde Dabbakhâne Camii'ndeki mükebbireyi andırır biçimde üç cepheli ve üç pencereli bir balkon bulu­nur. Urfa'daki diğer kiliselerde rastladığımız nart­hex ve gynakaion bölümleri bu yapıda yoktur.
Yapının özellikle batı cephesindeki ve köşe kule­lerindeki muhteşem taş işçiliği dikkat çekicidir. Kilise camiye çevrilirken güneydeki pencereler­den biri, mihrap haline getirilmiş ve güney duvarın ortasında bulunan yarım sütunun önüne taş minber yapılmıştır. Mihrap üzerinde yer alan kitabedeki tarihten, kilisenin h. 1376 (1956) tarihinde camiye çevrildiği anlaşılmaktadır. Kilise camiye çevrilme­den önce, bir süre cezaevi olarak da kullanılmıştır.  
Urfa evlerinin gelişiminde ikliminin, kalker taşının, İslami inanışların, Uıfa aile hayatının, yaşamının tama­mını evinde geçiren kadına onun sıkılmayacağı geniş ve ferah bir ortam yaratma düşüncesinin ve sosyal ge­leneklerin büyük ölçüde etkisi vardır.
Urfa'nın sıcak iklime sahip olması evlerin avlulu, kışlıklı ve yazlıklı, eyvanlı, odaların kalın duvarlı ve tonoz örtülü toprak damlı yapıhna,sında etken olmuş­tur. Çevredeki dağlardan kesilen taşların işlemeye el­verişli olması, mimaride hakim malzeme olarak taşın kullanılmasına neden olmuştur. Yüzlerce yıldan beri işletilen antik taş ocakları bulunmaktadır.
Müslümanlığın topluma getir­diği aile mahremiyetinin gereği olarak Urfa evleri haremlik ve selamlık olmak üzere iki bö­lümlü inşa edilmişlerdir. Selamlık bölümünde küçük bir avlu, bir veya iki oda, eyvan, konukların hayvanlarının barınacağı büyük bir ahır "Develik" ve tuvalet bulunur.
Haremlik bölümü ise oldukça zengin planlanmıştır. Genellikle haremlik avlusunun kuzey tarafında, cephe­si güneye bakan ve kış aylarında güneş alan kışlık ey­van ve iki yanında "Kışlık" denilen birer oda, avlunun güney tarafında ise bunun simetrisi durumunda cephe­si kuzeye bakan ve yaz aylarında güneş almayan yaz­lık eyvan ve iki yanında "Yazlık" odalar bulunur.
Avluyu çevreleyen mekanlar arasında "Zerzembe" (Kiler), "tandırIık" (mutfak) ve hamam gibi bölümler bulunur. Hamamları kumalı, kubbeli, şadırvanı olan sı­caklık ve soğukluk bölümlü, külhanlı olanları da vardır.
 
Devlet Hastanesi yakı nındadır. 1903 tarihinde inşa edilmiştir. Avrupai tarzda konak mimarisi ile geleneksel tarzda Urfa evi mimarisinin kaynaştığı bir özelliğe sahip olan ve oldukça geniş bir alana yayılan konak, haremlik ve selamlık bölümlerindeki düzgün kesme taş yapılardan meydana gelmiştir.
 Urfa Kurtulu ş Savaş ı 'nda Fransız işgaline uğramıştır. Duvarlarında o günlerden kalan top ve mermi izlerini görebilmek mümkündür.
 
Halilürrühman Camii ve Gölü'nün kuzeyinde bulunan tarihi bir ev. 1992 Yı lında ŞURKAV tarafından Mehmet Yusufoğlu'ndan satın alınarak restore edilmiştir. Restorasyon çalışmaları 1997 yılında başlayıp, 1999 yılında tamamlanmıştır. Restore edilen tarihi ev yöreye özgü yemeklerin sunulduğ u lokanta olarak hizmet vermektedir.
Arazi topografyası na göre biçimlendirilmiş bu ev üç avluludur. Evin birkaç kattan olu şmas ı ve her katta " Çardak " tabir edilen tipte odalar bulunması yapıya " Çardaklı Köşk " denmesine sebep olmuştur.
  
 
 
Haşimiye Meydan ı yakınındadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1563 yılında Urfa Sancakbeyi Halhallı Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde " Yetmi ş Han ı " olarak anı lan Gümrük Hanı, Şanlıurfa'daki hanların en güzel ve anıtsal örneklerindendir. Dış cepheleri kaplayan iki renkli kesme taşlardan dolayı “Alaca han “ adıyla da bilinir.
Avlusundan Halilürrühman Gölü'nün suyu geçmektedir. iki katlı bu hanın üst katındaki odalarda terziler çalışmakta, avlusunda çayhaneler bulunmaktadır.
Hanın kare avlusunun etrafını çevreleyen dükkânların üzerinde ön kısımları revaklı ikinci kat odaları yer almaktadır. Giriş eyvanının üzeri mescit olarak değerlendirilmiştir. 2001 yı lında hanın avlusu restore edilerek çevre düzenlemesi yapılmıştır. Şanlıurfa valiliği tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları devam etmektedir.
 
Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman zama­nında 1562 yılında Behram Paşa, tarafından yaptınlmiştır. Avlusun­ dan Halil-ür Rahman suyu geç­mektedir. İki katlı bu hanın üst katındaki odalarda terziler çalışmakta, avlusunda çayhaneIer bulun­maktadır.
 


 
Sitemize 10/Agustos/2009 Tarihinden itibaren 11442 ziyaretçi (30194 klik) Giriş yapmıştır
Site Usage Policies

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Vivamus nec dui. Donec nec neque ut quam sodales feugiat. Nam vehicula dapibus lectus.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol